Osmanlı’da Geri Hizmet Nedir? Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzenin Siyaset Bilimi Çerçevesinde İncelenmesi Güç, toplumların yapı taşlarını oluşturan dinamiklerin merkezinde yer alır. Bireylerin ve toplulukların varlıklarını sürdürebilmesi, çoğu zaman belirli güç ilişkilerinin şekillendirdiği sosyal düzene bağlıdır. Toplumsal düzen, sınıflar, iktidar, ideoloji ve vatandaşlık kavramları etrafında şekillenirken, bu ilişkilerin siyasal anlamda nasıl işlediğini analiz etmek, geçmişin ve günümüzün toplumsal yapısını daha iyi kavrayabilmek adına kritik önem taşır. Peki, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki geri hizmetler, bu güç ilişkilerinin ve toplumsal düzenin nasıl bir yansımasıydı? Osmanlı Devleti, çok uluslu ve çok kültürlü yapısıyla, geniş bir coğrafyada farklı grupların varlığını sürdürdüğü, karmaşık toplumsal ve siyasi yapıları…
Yorum BırakEnerji Dolu Fikirler Yazılar
Müge ve Gülşen Kardeş Mi? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Bir Pedagojik Bakış Eğitimci bir bakış açısıyla her öğrenciye bir birey olarak yaklaşmak, onların potansiyellerini keşfetmelerine ve topluma daha sağlıklı bir şekilde katkıda bulunmalarına olanak tanımak, pedagogik bir sorumluluktur. Öğrenmenin dönüştürücü gücü, insanın en derin yönlerini keşfetmesi için bir araçtır. Eğitim, yalnızca akademik bilgiyi aktarmakla kalmaz; aynı zamanda toplumsal ve bireysel kimliklerin şekillenmesinde de etkili olur. Bugün, “Müge ve Gülşen kardeş mi?” sorusuyla başlayacağımız yazımızda, öğrenmenin toplumsal ve bireysel yansımalarını pedagojik bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. Müge ve Gülşen: Kardeş Olma Durumu ve Toplumsal İlişkiler Öncelikle, “Müge ve Gülşen kardeş mi?” sorusu,…
Yorum BırakMurat Göğebakan Hangi Şarkıyı Eşine Yazdı? Aşkla Zaman Arasında Bir Yolculuk Bir tarihçi için geçmiş, yalnızca yaşanmış olayların toplamı değildir; aynı zamanda duyguların, kırılmaların ve dönüşümlerin hikâyesidir. Tıpkı bir toplumun tarihinin iniş çıkışlarla şekillenmesi gibi, bir sanatçının hayatı da aşk, acı ve umut ekseninde biçimlenir. Murat Göğebakan’ın yaşamı da bu anlamda bir tarih sayfasıdır — içinde romantizmin, mücadelelerin ve sessiz kahramanlıkların izleri vardır. Onun “Aşkınla Yandım” adlı şarkısı, yalnızca bir müzik eseri değil, aynı zamanda bir dönemin duygusal panoramasını yansıtan tarihsel bir belgedir. Bir Aşkın ve Dönemin Portresi 1990’ların sonunda Türkiye, ekonomik zorluklar ve toplumsal dönüşümlerle dolu bir dönemden geçiyordu.…
Yorum BırakKobra Yılanı Isırırsa Ne Olur? Gücün Zehri Üzerine Siyasal Bir Analiz Bir siyaset bilimci olarak, güç ilişkilerinin doğasını incelerken çoğu zaman doğadaki benzetmelerden yola çıkarım. Kobra yılanı dediğimizde akla yalnızca bir yırtıcı türü değil, aynı zamanda bir iktidarın metaforu gelir. Çünkü tıpkı siyasal sistemlerde olduğu gibi, doğada da güç hem koruyucu hem yok edici bir potansiyele sahiptir. “Kobra yılanı ısırırsa ne olur?” sorusu, biyolojik bir tehlikenin ötesinde, toplumsal yapıda zehrin nasıl yayıldığını anlamak için de güçlü bir mecazdır. — Güç İlişkilerinde Zehrin Anatomisi Bir kobra ısırdığında vücuda giren zehir, sinir sistemini felç eder; tıpkı otoriter bir gücün toplumsal sinir uçlarını…
Yorum BırakKaç Tane Grafik Çeşidi Vardır? Görselleştirmenin Dili Üzerine Düşünsel Bir İnceleme Grafikler, insanlığın bilgiyi görsel biçimde ifade etme çabasının en eski araçlarından biridir. Kaç tane grafik çeşidi vardır? sorusu basit gibi görünse de, bu soru hem tarihsel hem de düşünsel bir derinlik taşır. Çünkü grafik, sadece sayıları göstermek için değil, düşünceyi düzenlemek, anlamı paylaşmak ve veriyi hikâyeye dönüştürmek için vardır. Grafiğin Tarihsel Yolculuğu Grafiğin kökeni, insanın doğayı gözlemleme ve ölçme ihtiyacına dayanır. Antik Mısır’da tarımsal ölçümler için yapılan çizimler, ilk görsel veri temsilleridir. 18. yüzyıla gelindiğinde, William Playfair modern grafiğin babası olarak kabul edilir. Onun çizdiği çubuk grafik ve çizgi…
Yorum BırakGüldür Güldür Neden Yayından Kaldırıldı? Kısa Cevap: Kaldırılmadı; Dalgalar Hâlâ Sahnede Tarihsel Arka Plan: Gülmenin Kamusal Hafızası Mizah, toplumların bellek defterinde dipnot değildir; çoğu zaman ana metindir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tiyatro geleneği içinde sahne, eleştirinin, dayanışmanın ve nefes almanın mekânı oldu. “Güldür Güldür Show” bu çizginin güncel halkası. Program yıllar içinde kanallar, sezon araları ve turneler arasında hareket ederek izleyicinin gündelik duygusuna eşlik etti. Programın bugün “yayından kaldırıldığı” iddiası ise, daha çok sezon araları, yayın akışı değişiklikleri ve tekil sansür tartışmalarının üst üste binmesinden doğan bir algı. Resmî ve güncel tablo, bunun kalıcı bir kaldırma olmadığını gösteriyor. Programın 13. sezon…
Yorum BırakKalotip Yöntemi Nedir? Işığın Hikâyesi, İnsanlığın Hafızası Bir akşamüstüydü. Yağmur yeni dinmiş, gökyüzü hâlâ gri bir yorgunluk içindeydi. Elinde siyah bir kutu taşıyan Thomas, sabırsız bir çocuk gibi adımlarını hızlandırıyordu. Karşısında, elleri kimyasallardan beyazlamış Anna onu bekliyordu. Birlikte tarihin en sessiz devrimlerinden birine tanıklık edeceklerdi: kalotip yönteminin doğuşuna. Bazen bir icat, sadece bir teknik değildir; bir duygudur, bir bakışın ölümsüzleşme çabasıdır. Işığı Tutmak: Thomas’ın Stratejisi Thomas, çözüm odaklı bir adamdı. Gözleri sürekli ölçer, hesaplar, sorgulardı. Onun için dünya, formüllerle çözülmesi gereken bir bulmacaydı. “Görmek yeterli değil,” derdi, “görüleni saklamak gerek.” 1839’da Louis Daguerre’in daguerreotype yöntemi dünyayı büyülemişti ama Thomas Henry…
Yorum BırakGöze Göz, Dişe Diş, Kana Kan Ne Demek? Adalet, Etik ve İnsan Doğası Üzerine Felsefi Bir İnceleme Bir Filozofun Bakışıyla: Adaletin Karanlık Işığı Bir filozof olarak, “göze göz, dişe diş, kana kan” ifadesini duyduğumda, sadece bir intikam yasası değil, insanın adalet arayışındaki en eski çığlığını duyarım. Bu söz, ilk bakışta şiddetin meşrulaştırılması gibi görünür; ancak daha derine inildiğinde, toplumsal düzenin, etik bilincin ve bireysel hak duygusunun tarihsel temellerine uzanır. Bu ifade, tarihte “kısas” ilkesinin özlü bir anlatımıdır. Kısas, yani yapılanın misliyle karşılık bulması… Ancak burada asıl mesele, cezalandırmanın değil, dengelemenin doğasıdır. Felsefi açıdan bu söz, “adalet” kavramının en keskin sınırında…
Yorum BırakGörüntülenme Oranı Nedir? Psikolojik Bir Bakışla Görülme Arzusu Bir Psikoloğun Merakıyla Başlayalım İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, dijital dünyanın sessiz ama güçlü bir göstergesiyle sık sık karşılaşıyorum: görüntülenme oranı. Peki, bu basit gibi görünen metrik neden bu kadar önemlidir? Bir paylaşımın, bir videonun ya da bir hikâyenin ne kadar “görüldüğü” neden bu kadar büyük bir anlam taşır? Aslında mesele yalnızca dijital ölçümlerden ibaret değildir. Görülmek, fark edilmek ve değer görmek, insan psikolojisinin derinlerine kök salmış temel ihtiyaçlardır. Görüntülenme oranı bu ihtiyacın çağdaş yansımasıdır — modern dünyanın görünürlük ekonomisinde benliğin yeni ölçütüdür. Bilişsel Psikoloji Boyutu: Görülmenin Zihinsel Kodları Bilişsel…
Yorum BırakBir Psikoloğun Merceğinden: Gri Pasaport ile Amerika’ya Gidilir mi? İnsan davranışlarının derinliklerini anlamaya çalışan bir psikolog olarak, sınır kavramının yalnızca coğrafi olmadığını sıkça düşünürüm. Pasaportlar sadece ülkeler arası geçişleri değil, aynı zamanda bireylerin kendi zihinsel sınırlarını da temsil eder. Gri pasaport ise bu açıdan oldukça ilginçtir; çünkü bir yandan devletin güvenini simgelerken, diğer yandan bireyin “özgürlük” arayışını sınırlı bir çerçeveye taşır. Peki gerçekten, gri pasaport ile Amerika’ya gidilir mi? sorusunun ardında yalnızca bir vize prosedürü mü vardır, yoksa daha derin bir psikolojik anlam mı gizlidir? Gri Pasaportun Psikolojik Anlamı Gri pasaport, resmi görevli bireylerin yurt dışı seyahatlerinde kullandıkları özel bir…
Yorum Bırak